İSTANBUL, (DHA)- PROF. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocuklarda iştahsızlık hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Kişiliğin temelleri bebeklik döneminde atıldığı için, ilerleyen yıllarda görülen iştahsızlık ya da kötü beslenme alışkanlıklarının kökeni çoğu zaman bu döneme dayanıyor” dedi.
Çocuklarda iştahsızlık hakkında bilgi veren Medicana Sağlık Grubu Çocuk Gastroenterolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, “Her anne baba, çocuğunun sağlıklı büyümesini ve iştahla yemek yemesini ister. Ancak kimi zaman tabaktaki en sevdiği yemek bile ilgisini çekmez; kaşıkla kovalama, oyunla ya da ödülle yemek yedirme rutin hale gelir. Bu durum aileleri endişelendirir, hatta zamanla sofralar keyifli bir buluşma yeri olmaktan çıkar. Ancak iştahsızlık durumu nedeni anlaşılınca çözüme ulaşabilir” diye konuştu.
Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Kişiliğin temelleri bebeklik döneminde atıldığı için, ilerleyen yıllarda görülen iştahsızlık ya da kötü beslenme alışkanlıklarının kökeni çoğu zaman bu döneme dayanıyor. Bebek büyüdükçe ağlama veya bağırmanın isteklerini yaptırmanın bir yolu olduğunu öğrenebildiği gibi zamanla televizyon karşısında yemek yeme, oyunla veya ödülle beslenme gibi sağlıksız alışkanlıklar gelişebiliyor” dedi.
‘AMAÇ EBEVEYNİN TATMİN OLMASI DEĞİL’
Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocuklarda iştahsızlık ve beslenme bozukluklarının nedenlerini anlamanın, sorunu çözmenin ilk adımı olduğunu vurgulayarak, “Açlık-tokluk hissi beyin içinde yer alan bir merkez tarafından yönetilir. Bu merkez, mide ve bağırsaklar ile sürekli iletişim halindedir. Besinlerin miktar ve içeriği, hormonlar ve sindirim sisteminin hareket yeteneği açlık-tokluk hissi ve sonuçta iştah üzerine etki yapar. Bebek ve çocuklar yaş ve gereksinimlerine göre değişen iştaha sahip olur. Örneğin yaşamın ilk 1 yılı boyunca hızlı büyüyen, kilo alan bebek daha sonraki aylarda büyüme hızındaki azalmaya paralel olarak daha az besin tüketmeye başlar. İştah belirgin olarak azalır. Ancak buna rağmen yeterli beslenme gerçekleşir. Beslenmenin amacı, çocuğun anne ve babayı tatmin edecek miktarda yemek yemesi değildir” ifadelerini kullandı.
‘EK BESİN DÖNEMİ ÇATIŞMA DÖNEMİ OLABİLİR’
Doğumdan sonra anne sütü ile beslenen bebeklerin biberon kullanımı ve ek besinlere geçiş sürecinde anne ve çocuk arasında çatışma olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Çocuk, anne sütü dışındaki yeni lezzetleri kabul etmekte isteksizdir. Sebze, meyve ve tahıllara alışmak zaman alır. Çocuğunu her koşulda çok iyi beslemek ve büyütmek isteyen annenin bu duruma sabır ve anlayış göstermesi her zaman olası değildir. İyi yemek yiyerek ailenin mutlu olduğunu gözlemleyen çocuk, yemek yemediğinde annenin üzüntüsünü de anlar. İki yaşına doğru çocuğun bu durumu algılama yeteneği gelişmiş ve artık yemek yediğinde ödül veya rüşvet almayı başarmış duruma gelir. Yemek yeme veya yememe sayesinde çocuk istediği kadar ilgiyi çeker. Aileyi yönetmeye başlar” diye konuştu.
‘İŞTAHSIZLIĞIN NEDENİ ARAŞTIRILMALIDIR’
İştahsızlık çocuk ve gençleri olduğu kadar aileyi de rahatsız eden çok yönlü bir sorun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Henüz konuşma ve hareket yetenekleri gelişmemiş olan bebek beslenme sırasında anneye bağımlıdır. Tokluk hissini başını çevirme, ağlama veya emmeyi reddetme şeklinde belli eder. Fazla beslendiğinde kusması kaçınılmazdır. Yemek yeme sırasında sorun çıkartan süt çocuğu anne, baba veya bakan kişinin baskısını hisseder. Aslında vücut ağırlığı ve boyu yeterli miktarda artmaktadır. Ancak o, zayıf olmadığını ve karnının doyduğunu bir türlü anlatamaz. Regürjitasyon olarak adlandırılan besinlerin ağza kadar gelmesi olayı sıklıkla görülür. Gastroözofageal reflü bu tür bebek ve çocuklarda sıklıkla görülür. Mide asit ve sıvısının yemek borusu içine gelip gitmesi zararlı bir durum olup zamanla yemek borusunun içini döşeyen mukozada yanık ve hasar ortaya çıkar. Bu durumda iştahın daha da azalması kaçınılmazdır. Çok çeşitli sağlık sorunları iştahsızlık ile kendisini belli eder. İştah çocukluk çağında bir tür ‘alarm’ işareti görevini görür. Daha önce normal beslenen kişinin yemek yeme arzusundaki azalma ve bunu izleyen kilo kaybı, araştırılması gereken bir hastalığı düşündürmelidir” ifadelerini kulandı.
İŞTAHSIZLIĞIN BAŞLICA NEDENLERİ
Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocukluk döneminde iştahsızlığın nedenlerini şöyle sıraladı:
“Yanlış beslenme yöntem ve alışkanlıkları
“Dışkılama bozukluğu: Kabızlık
“Psikolojik sorunları, ailenin bilgi eksikliği
“Kronik hastalıklar, sindirim sisteminin hastalıkları, metabolizma hastalıkları
“Gastrit, ülser, karaciğer hastalıkları, bağırsak hastalığı
“Gastroözofageal reflü
“Karın ağrısı
“Anemi (kansızlık, vitamin ve demir eksikliği
“Diğer hastalıklar: sinir sistemi, dolaşım ve solunum sistemi vb.
“Kısıtlı beslenme rejimleri, diyabet
“Çölyak Hastalığı
“Besin alerjisi, süt alerjisi
“Galaktozemi, Fenilketonüri
“Kolestrol yüksekliği.”
‘ÇÖZÜM VİTAMİNDE DEĞİL’
“İştahsızlık ve beslenme bozukluklarının nedenlerinin belirlenmesi sorunun giderilmesi için gereklidir” diyen Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Bu amaçla çocuğun ağırlık ve boyunun yaşına ve genetik özelliklerine uygunluğu denetlenir. İştahı azaltan hastalıklar ayrıntılı olarak araştırılır. Belirgin sağlık sorunu bulunmayan çocuklarda psikolojik kökenli iştahsızlık düşünülmelidir. Bu durumun çözümü, vitamin ve mineral içeren ilaçların verilmesi değildir. Gerçek ve kalıcı çözüm, aile ve çocuk arasındaki ilişkinin düzenlenmesi, beslenme şeklinin sağlıklı kılınması ve çocuğun yanlış alışkanlıklardan vazgeçirilerek eğitilmesi esaslarına dayanır. Henüz bebeklik döneminde kişiliğin oluştuğu düşünülür ise, ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek iştahsızlık ve diğer kötü alışkanlıkların nedenleri daha iyi anlaşılır” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
‘Çocuklarda iştahsızlığın temeli bebeklikte atılıyor’
‘Çocuklarda iştahsızlığın temeli bebeklikte atılıyor’
İSTANBUL, (DHA)- PROF. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocuklarda iştahsızlık hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Kişiliğin temelleri bebeklik döneminde atıldığı için, ilerleyen yıllarda görülen iştahsızlık ya da kötü beslenme alışkanlıklarının kökeni çoğu zaman bu döneme dayanıyor” dedi.
Çocuklarda iştahsızlık hakkında bilgi veren Medicana Sağlık Grubu Çocuk Gastroenterolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, “Her anne baba, çocuğunun sağlıklı büyümesini ve iştahla yemek yemesini ister. Ancak kimi zaman tabaktaki en sevdiği yemek bile ilgisini çekmez; kaşıkla kovalama, oyunla ya da ödülle yemek yedirme rutin hale gelir. Bu durum aileleri endişelendirir, hatta zamanla sofralar keyifli bir buluşma yeri olmaktan çıkar. Ancak iştahsızlık durumu nedeni anlaşılınca çözüme ulaşabilir” diye konuştu.
Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Kişiliğin temelleri bebeklik döneminde atıldığı için, ilerleyen yıllarda görülen iştahsızlık ya da kötü beslenme alışkanlıklarının kökeni çoğu zaman bu döneme dayanıyor. Bebek büyüdükçe ağlama veya bağırmanın isteklerini yaptırmanın bir yolu olduğunu öğrenebildiği gibi zamanla televizyon karşısında yemek yeme, oyunla veya ödülle beslenme gibi sağlıksız alışkanlıklar gelişebiliyor” dedi.
‘AMAÇ EBEVEYNİN TATMİN OLMASI DEĞİL’
Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocuklarda iştahsızlık ve beslenme bozukluklarının nedenlerini anlamanın, sorunu çözmenin ilk adımı olduğunu vurgulayarak, “Açlık-tokluk hissi beyin içinde yer alan bir merkez tarafından yönetilir. Bu merkez, mide ve bağırsaklar ile sürekli iletişim halindedir. Besinlerin miktar ve içeriği, hormonlar ve sindirim sisteminin hareket yeteneği açlık-tokluk hissi ve sonuçta iştah üzerine etki yapar. Bebek ve çocuklar yaş ve gereksinimlerine göre değişen iştaha sahip olur. Örneğin yaşamın ilk 1 yılı boyunca hızlı büyüyen, kilo alan bebek daha sonraki aylarda büyüme hızındaki azalmaya paralel olarak daha az besin tüketmeye başlar. İştah belirgin olarak azalır. Ancak buna rağmen yeterli beslenme gerçekleşir. Beslenmenin amacı, çocuğun anne ve babayı tatmin edecek miktarda yemek yemesi değildir” ifadelerini kullandı.
‘EK BESİN DÖNEMİ ÇATIŞMA DÖNEMİ OLABİLİR’
Doğumdan sonra anne sütü ile beslenen bebeklerin biberon kullanımı ve ek besinlere geçiş sürecinde anne ve çocuk arasında çatışma olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Çocuk, anne sütü dışındaki yeni lezzetleri kabul etmekte isteksizdir. Sebze, meyve ve tahıllara alışmak zaman alır. Çocuğunu her koşulda çok iyi beslemek ve büyütmek isteyen annenin bu duruma sabır ve anlayış göstermesi her zaman olası değildir. İyi yemek yiyerek ailenin mutlu olduğunu gözlemleyen çocuk, yemek yemediğinde annenin üzüntüsünü de anlar. İki yaşına doğru çocuğun bu durumu algılama yeteneği gelişmiş ve artık yemek yediğinde ödül veya rüşvet almayı başarmış duruma gelir. Yemek yeme veya yememe sayesinde çocuk istediği kadar ilgiyi çeker. Aileyi yönetmeye başlar” diye konuştu.
‘İŞTAHSIZLIĞIN NEDENİ ARAŞTIRILMALIDIR’
İştahsızlık çocuk ve gençleri olduğu kadar aileyi de rahatsız eden çok yönlü bir sorun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Henüz konuşma ve hareket yetenekleri gelişmemiş olan bebek beslenme sırasında anneye bağımlıdır. Tokluk hissini başını çevirme, ağlama veya emmeyi reddetme şeklinde belli eder. Fazla beslendiğinde kusması kaçınılmazdır. Yemek yeme sırasında sorun çıkartan süt çocuğu anne, baba veya bakan kişinin baskısını hisseder. Aslında vücut ağırlığı ve boyu yeterli miktarda artmaktadır. Ancak o, zayıf olmadığını ve karnının doyduğunu bir türlü anlatamaz. Regürjitasyon olarak adlandırılan besinlerin ağza kadar gelmesi olayı sıklıkla görülür. Gastroözofageal reflü bu tür bebek ve çocuklarda sıklıkla görülür. Mide asit ve sıvısının yemek borusu içine gelip gitmesi zararlı bir durum olup zamanla yemek borusunun içini döşeyen mukozada yanık ve hasar ortaya çıkar. Bu durumda iştahın daha da azalması kaçınılmazdır. Çok çeşitli sağlık sorunları iştahsızlık ile kendisini belli eder. İştah çocukluk çağında bir tür ‘alarm’ işareti görevini görür. Daha önce normal beslenen kişinin yemek yeme arzusundaki azalma ve bunu izleyen kilo kaybı, araştırılması gereken bir hastalığı düşündürmelidir” ifadelerini kulandı.
İŞTAHSIZLIĞIN BAŞLICA NEDENLERİ
Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocukluk döneminde iştahsızlığın nedenlerini şöyle sıraladı:
“Yanlış beslenme yöntem ve alışkanlıkları
“Dışkılama bozukluğu: Kabızlık
“Psikolojik sorunları, ailenin bilgi eksikliği
“Kronik hastalıklar, sindirim sisteminin hastalıkları, metabolizma hastalıkları
“Gastrit, ülser, karaciğer hastalıkları, bağırsak hastalığı
“Gastroözofageal reflü
“Karın ağrısı
“Anemi (kansızlık, vitamin ve demir eksikliği
“Diğer hastalıklar: sinir sistemi, dolaşım ve solunum sistemi vb.
“Kısıtlı beslenme rejimleri, diyabet
“Çölyak Hastalığı
“Besin alerjisi, süt alerjisi
“Galaktozemi, Fenilketonüri
“Kolestrol yüksekliği.”
‘ÇÖZÜM VİTAMİNDE DEĞİL’
“İştahsızlık ve beslenme bozukluklarının nedenlerinin belirlenmesi sorunun giderilmesi için gereklidir” diyen Prof. Dr. Pehlivanoğlu, “Bu amaçla çocuğun ağırlık ve boyunun yaşına ve genetik özelliklerine uygunluğu denetlenir. İştahı azaltan hastalıklar ayrıntılı olarak araştırılır. Belirgin sağlık sorunu bulunmayan çocuklarda psikolojik kökenli iştahsızlık düşünülmelidir. Bu durumun çözümü, vitamin ve mineral içeren ilaçların verilmesi değildir. Gerçek ve kalıcı çözüm, aile ve çocuk arasındaki ilişkinin düzenlenmesi, beslenme şeklinin sağlıklı kılınması ve çocuğun yanlış alışkanlıklardan vazgeçirilerek eğitilmesi esaslarına dayanır. Henüz bebeklik döneminde kişiliğin oluştuğu düşünülür ise, ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek iştahsızlık ve diğer kötü alışkanlıkların nedenleri daha iyi anlaşılır” dedi.
Kaynak: DHA
En Çok Okunan Haberler