130 Yıllık İyilik Kapısında Bir Kadın Başkan: Esra Ceceli İslam
130 Yıllık İyilik Kapısında Bir Kadın Başkan: Esra Ceceli İslam
Darülaceze Başkanı Esra Ceceli İslam, kurumu yalnızca bir yönetim değil, manevi bir emanet olarak görüyor. Darülaceze, Sultan II. Abdülhamid döneminde kurulan bağış temelli bir yardım merkezi. İstanbul’da iki şubede hizmet veriyor, bağış ve devlet desteğiyle ihtiyaç sahiplerine yardım sağlıyor.
Haber Giriş Tarihi: 25.09.2025 05:59
Haber Güncellenme Tarihi: 25.09.2025 06:14
Kaynak:
Haber Merkezi
medyadoktoru.com
Sultan II. Abdülhamid’in emaneti olan, 130 yılı aşkın süredir şefkat ve merhametin kapısı olarak bilinen Darülaceze, bugün de ihtiyaç sahiplerinin yuvası olmayı sürdürüyor. Kurumun başkanlık görevini ise sosyal hizmetler alanındaki tecrübesi ve insan odaklı yaklaşımıyla Esra Ceceli İslam yürütüyor.
İslam, Darülaceze’nin dününü, bugününü ve geleceğe dair vizyonunu Breaking News’den İpek Dağıstanlı’ya anlattı.
“Burası yalnızca bir yönetim görevi değil, manevi bir emanet”
Darülaceze Başkanlığı’na, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdiri ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın atamasıyla getirildiğini söyleyen Esra Ceceli İslam, görevinin yalnızca bir yöneticilik olmadığını vurguladı:
“Burası bir hayır kapısı. Her gün içeri girerken ‘Bugün bir insanın duasını alabilecek miyim?’ diye düşünüyorum. Ben burada sadece bir yönetici değilim; annesi, evladı, kardeşi olmayan binlerce insana aile olma sorumluluğunu hissediyorum.”
Tarihi bir iyilik hareketi: “Bağışlarla kurulan ve bağışlarla yaşayan sistem”
Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Sultan II. Abdülhamid tarafından kurulan Darülaceze’nin, imkânı olanların bağışlarıyla imkânı olmayanlara destek olduğu çok özel bir model olduğunu aktaran İslam, şöyle konuştu:
“Darülaceze, asırlardır iyiliğin çarkını kendi kendine döndüren bir sistemin simgesi. Bugün hâlâ imkânı olanların katkıları, imkânı olmayanların hizmetlerini finanse ediyor.”
İki şubede yüzlerce yaşam
İstanbul’da Okmeydanı ve Arnavutköy olmak üzere iki merkezde hizmet verdiklerini söyleyen İslam, güncel verileri paylaştı:
Okmeydanı Yerleşkesi: Yaklaşık 400 yaşlı, 23 bebek.Arnavutköy Sosyal Yaşam Şehri: 250’nin üzerinde yaşlı, Alzheimer ve demans özel bakım merkezi, bağışçılar için rezidans blokları.
Ayrıca Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle açılan Darülaceze Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, bakım alanında eğitimde de tarihi bir adım oldu.
“Kapımız herkese açık”
Darülaceze’de yalnızca çok zenginlerin ya da çok fakirlerin değil, herkesin yer bulabileceğini ifade eden İslam, “Birinci sırada kimsesiz ve maddi imkânı olmayanlar ücretsiz kabul ediliyor. İkinci grupta ise kendi imkânıyla bağış yapabilenler var. Ama esas olan ihtiyaç ve samimiyet. Darülaceze’de bulunmak için illa muhtaç ya da zengin olmak gerekmiyor” dedi.
“Devletimizle el ele oldukça daha güçlüyüz”
Darülaceze’nin bağışlarla var olduğunu ancak devlet desteğinin en büyük güç olduğunu vurgulayan Başkan İslam, şu ifadeleri kullandı:
“Allah devletimize zeval vermesin. Devlet olmadan hiçbir şey olmaz. Ancak bu kurum, bağışlarla ayakta duran bir yapı. Devletimizle el ele oldukça daha güvenli ve güçlü adımlar atıyoruz.”
0–3 yaş bebeklere özel bakım
Az bilinen bir noktaya dikkat çeken İslam, Darülaceze’nin İstanbul’un en eski yetimhanesini bünyesinde barındırdığını belirtti:
“Bugün 0–3 yaş grubundaki bebeklerimize bakıyoruz. Evlat edinme ve koruyucu aile sistemi Bakanlığımızın kontrolünde yürütülüyor. Gönüllülük sistemimiz de tamamen resmi prosedürler ve güvenlik çerçevesinde işliyor. Çocuklara dokunan her elin güvenli, şefkatli ve sorumlu olmasına özen gösteriyoruz.”
“Gerçek iyilik bir tuşa değil, bir kalbe dokunmaktır”
Dijitalleşmenin bağış süreçlerinde kolaylık sağladığını belirten Esra Ceceli İslam, gönüllülüğün gençlere aktarılması için üniversitelerle iş birlikleri yaptıklarını söyledi:
“Gerçek iyilik bir tuşa basmak değil, bir kalbe dokunmaktır. Yıldız Teknik Üniversitesi ile yaptığımız protokol kapsamında öğrenciler buraya gelip yaşlılarla, bebeklerle vakit geçiriyor. Bu, gönüllülüğü genç kuşaklara aktarmanın en güzel yolu.”
“En büyük dileğim sakinlerimizin bizden razı olması”
Görevini devrettiğinde geride nasıl bir iz bırakmak istediğini de paylaşan İslam, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Benim için başarı isim bırakmak değil; hayırla, duayla anılmaktır. En büyük dileğim sakinlerimizin bizden razı olması. Çünkü Darülaceze’de attığınız her adım bir gönülde iz bırakıyor.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
130 Yıllık İyilik Kapısında Bir Kadın Başkan: Esra Ceceli İslam
Darülaceze Başkanı Esra Ceceli İslam, kurumu yalnızca bir yönetim değil, manevi bir emanet olarak görüyor. Darülaceze, Sultan II. Abdülhamid döneminde kurulan bağış temelli bir yardım merkezi. İstanbul’da iki şubede hizmet veriyor, bağış ve devlet desteğiyle ihtiyaç sahiplerine yardım sağlıyor.
Sultan II. Abdülhamid’in emaneti olan, 130 yılı aşkın süredir şefkat ve merhametin kapısı olarak bilinen Darülaceze, bugün de ihtiyaç sahiplerinin yuvası olmayı sürdürüyor. Kurumun başkanlık görevini ise sosyal hizmetler alanındaki tecrübesi ve insan odaklı yaklaşımıyla Esra Ceceli İslam yürütüyor.
İslam, Darülaceze’nin dününü, bugününü ve geleceğe dair vizyonunu Breaking News’den İpek Dağıstanlı’ya anlattı.
“Burası yalnızca bir yönetim görevi değil, manevi bir emanet”
Darülaceze Başkanlığı’na, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdiri ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın atamasıyla getirildiğini söyleyen Esra Ceceli İslam, görevinin yalnızca bir yöneticilik olmadığını vurguladı:
“Burası bir hayır kapısı. Her gün içeri girerken ‘Bugün bir insanın duasını alabilecek miyim?’ diye düşünüyorum. Ben burada sadece bir yönetici değilim; annesi, evladı, kardeşi olmayan binlerce insana aile olma sorumluluğunu hissediyorum.”
Tarihi bir iyilik hareketi: “Bağışlarla kurulan ve bağışlarla yaşayan sistem”
Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Sultan II. Abdülhamid tarafından kurulan Darülaceze’nin, imkânı olanların bağışlarıyla imkânı olmayanlara destek olduğu çok özel bir model olduğunu aktaran İslam, şöyle konuştu:
“Darülaceze, asırlardır iyiliğin çarkını kendi kendine döndüren bir sistemin simgesi. Bugün hâlâ imkânı olanların katkıları, imkânı olmayanların hizmetlerini finanse ediyor.”
İki şubede yüzlerce yaşam
İstanbul’da Okmeydanı ve Arnavutköy olmak üzere iki merkezde hizmet verdiklerini söyleyen İslam, güncel verileri paylaştı:
Okmeydanı Yerleşkesi: Yaklaşık 400 yaşlı, 23 bebek.Arnavutköy Sosyal Yaşam Şehri: 250’nin üzerinde yaşlı, Alzheimer ve demans özel bakım merkezi, bağışçılar için rezidans blokları.
Ayrıca Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle açılan Darülaceze Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, bakım alanında eğitimde de tarihi bir adım oldu.
“Kapımız herkese açık”
Darülaceze’de yalnızca çok zenginlerin ya da çok fakirlerin değil, herkesin yer bulabileceğini ifade eden İslam, “Birinci sırada kimsesiz ve maddi imkânı olmayanlar ücretsiz kabul ediliyor. İkinci grupta ise kendi imkânıyla bağış yapabilenler var. Ama esas olan ihtiyaç ve samimiyet. Darülaceze’de bulunmak için illa muhtaç ya da zengin olmak gerekmiyor” dedi.
“Devletimizle el ele oldukça daha güçlüyüz”
Darülaceze’nin bağışlarla var olduğunu ancak devlet desteğinin en büyük güç olduğunu vurgulayan Başkan İslam, şu ifadeleri kullandı:
“Allah devletimize zeval vermesin. Devlet olmadan hiçbir şey olmaz. Ancak bu kurum, bağışlarla ayakta duran bir yapı. Devletimizle el ele oldukça daha güvenli ve güçlü adımlar atıyoruz.”
0–3 yaş bebeklere özel bakım
Az bilinen bir noktaya dikkat çeken İslam, Darülaceze’nin İstanbul’un en eski yetimhanesini bünyesinde barındırdığını belirtti:
“Bugün 0–3 yaş grubundaki bebeklerimize bakıyoruz. Evlat edinme ve koruyucu aile sistemi Bakanlığımızın kontrolünde yürütülüyor. Gönüllülük sistemimiz de tamamen resmi prosedürler ve güvenlik çerçevesinde işliyor. Çocuklara dokunan her elin güvenli, şefkatli ve sorumlu olmasına özen gösteriyoruz.”
“Gerçek iyilik bir tuşa değil, bir kalbe dokunmaktır”
Dijitalleşmenin bağış süreçlerinde kolaylık sağladığını belirten Esra Ceceli İslam, gönüllülüğün gençlere aktarılması için üniversitelerle iş birlikleri yaptıklarını söyledi:
“Gerçek iyilik bir tuşa basmak değil, bir kalbe dokunmaktır. Yıldız Teknik Üniversitesi ile yaptığımız protokol kapsamında öğrenciler buraya gelip yaşlılarla, bebeklerle vakit geçiriyor. Bu, gönüllülüğü genç kuşaklara aktarmanın en güzel yolu.”
“En büyük dileğim sakinlerimizin bizden razı olması”
Görevini devrettiğinde geride nasıl bir iz bırakmak istediğini de paylaşan İslam, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Benim için başarı isim bırakmak değil; hayırla, duayla anılmaktır. En büyük dileğim sakinlerimizin bizden razı olması. Çünkü Darülaceze’de attığınız her adım bir gönülde iz bırakıyor.”
En Çok Okunan Haberler