Vitiligo, derideki melanin pigmentinin azalması ya da yokluğu nedeniyle ortaya çıkan soluk lekelerle karakterize otoimmün bir hastalıktır. Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin kendi hücrelerini düşman gibi algılayıp saldırması sonucu oluşmaktadır. Yani vücut kendisiyle savaşmaktadır. Halk arasında ala ya da alaca hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Toplumda görülme sıklığı %1 ile %4 arasındadır. Vücutta oluşan her beyaz leke kişinin vitiligo hastalığına yakalandığı anlamına gelmez. Bu ayrımın yapılabilmesi için hastalıkla ilgili bir uzman doktor muayenesi şarttır. Yalnızca deriyi tutan bir hastalıktır, bulaşıcı değildir ve koyu renkli bireylerde daha belirgindir.
Hastalığın seyri kişiden kişiye fark gösterir ve başlangıcı sinsidir. Genellikle yaz aylarında daha da belirginleşen keskin sınırlı beyaz lekeler şeklinde ortaya çıkar. Varolan lezyonlar uzun süre sabit kalabilir veya birden hızla yayılabilir. En sık yüz, koltukaltı, el ve ayak bilekleri, el ayak sırtı, anogenital bölge, meme başı, göbek çevresi ve diz, dirsekte görülür. Saçlı deri tutulursa o bölgedeki saçlar da beyazlar. En sık 10-30 yaş arasında görülür ve stres tetikleyebilir.
Genellikle dermatoloji uzmanı sadece fizik muayene ile tanı koyabilse de bazen wood ışığından faydalanılır. Wood ışığı ultraviyole bir ışıktır ve bu yönteme pigmentasyonla ilgili hastalıklarda hızlı sonuç vermesinden dolayı sık başvurulmaktadır. Wood ışığı çıplak gözle görülmeyen bazı maddeleri, florasan verme özelliklerinden yararlanarak görünür hale getirmektedir. Wood ışığıyla bakıldığı zaman eğer lekeler tırnağın beyaz kısmı olan pulpayla aynı oranda belirginleşiyorsa vitiligo teşhisi daha güçlenmektedir. Bu ışıkla bakıldığında lekelenmelerden bir değişiklik yoksa lekelenmelerle ilerleyen başka hastalıklar olabilmektedir. Emin olunamadığı durumda deri biyopsisi yapılabilir.
Hastalığın erken teşhis ve tedavisi önemlidir. Tedavide yapılması gereken ilk şey güneş ışınlarından korunmaktır. Bu hastalara şapka, kapalı giysiler ve mutlaka yüksek faktörlü güneş koruyucular önerilir. Tedavide ilk basamak yerel tedavilerdir yani krem tedavileridir. Bu amaçla yerel immünomodülatörler ve yerel kortikosteroidler kullanılır. Diğer yöntemler ise fototerapi tedavileri ve sistemik immunsupresif veya immunomodülatör tedaviler kullanılabilir. Bunlara yanıtsız veya bunların kullanılamadığı hastalarda cerrahi yöntemler de kullanılabilir.
Son dönemde plasentadan elde edilen ve küba krem olarak bilinen tedaviler yaygınlaşmış ve başarıları kanıtlanmıştır. Yeni tedavi yöntemlerinden biri olan kök hücre ile ilgili de oldukça fazla çalışma mevcut olup bu yöntem de vadetmektedir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof Dr Zekayi Kutlubay
Vitiligo
Vitiligo, derideki melanin pigmentinin azalması ya da yokluğu nedeniyle ortaya çıkan soluk lekelerle karakterize otoimmün bir hastalıktır. Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin kendi hücrelerini düşman gibi algılayıp saldırması sonucu oluşmaktadır. Yani vücut kendisiyle savaşmaktadır. Halk arasında ala ya da alaca hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Toplumda görülme sıklığı %1 ile %4 arasındadır. Vücutta oluşan her beyaz leke kişinin vitiligo hastalığına yakalandığı anlamına gelmez. Bu ayrımın yapılabilmesi için hastalıkla ilgili bir uzman doktor muayenesi şarttır. Yalnızca deriyi tutan bir hastalıktır, bulaşıcı değildir ve koyu renkli bireylerde daha belirgindir.
Hastalığın seyri kişiden kişiye fark gösterir ve başlangıcı sinsidir. Genellikle yaz aylarında daha da belirginleşen keskin sınırlı beyaz lekeler şeklinde ortaya çıkar. Varolan lezyonlar uzun süre sabit kalabilir veya birden hızla yayılabilir. En sık yüz, koltukaltı, el ve ayak bilekleri, el ayak sırtı, anogenital bölge, meme başı, göbek çevresi ve diz, dirsekte görülür. Saçlı deri tutulursa o bölgedeki saçlar da beyazlar. En sık 10-30 yaş arasında görülür ve stres tetikleyebilir.
Genellikle dermatoloji uzmanı sadece fizik muayene ile tanı koyabilse de bazen wood ışığından faydalanılır. Wood ışığı ultraviyole bir ışıktır ve bu yönteme pigmentasyonla ilgili hastalıklarda hızlı sonuç vermesinden dolayı sık başvurulmaktadır. Wood ışığı çıplak gözle görülmeyen bazı maddeleri, florasan verme özelliklerinden yararlanarak görünür hale getirmektedir. Wood ışığıyla bakıldığı zaman eğer lekeler tırnağın beyaz kısmı olan pulpayla aynı oranda belirginleşiyorsa vitiligo teşhisi daha güçlenmektedir. Bu ışıkla bakıldığında lekelenmelerden bir değişiklik yoksa lekelenmelerle ilerleyen başka hastalıklar olabilmektedir. Emin olunamadığı durumda deri biyopsisi yapılabilir.
Hastalığın erken teşhis ve tedavisi önemlidir. Tedavide yapılması gereken ilk şey güneş ışınlarından korunmaktır. Bu hastalara şapka, kapalı giysiler ve mutlaka yüksek faktörlü güneş koruyucular önerilir. Tedavide ilk basamak yerel tedavilerdir yani krem tedavileridir. Bu amaçla yerel immünomodülatörler ve yerel kortikosteroidler kullanılır. Diğer yöntemler ise fototerapi tedavileri ve sistemik immunsupresif veya immunomodülatör tedaviler kullanılabilir. Bunlara yanıtsız veya bunların kullanılamadığı hastalarda cerrahi yöntemler de kullanılabilir.
Son dönemde plasentadan elde edilen ve küba krem olarak bilinen tedaviler yaygınlaşmış ve başarıları kanıtlanmıştır. Yeni tedavi yöntemlerinden biri olan kök hücre ile ilgili de oldukça fazla çalışma mevcut olup bu yöntem de vadetmektedir.